Çocuk PsikolojisiPsikoloji HaberleriRuh Sağlığı

Okul Öncesi Çocukların Beslenmesinde Psikolojik Yaklaşımlar

Okul Öncesi Çocukların Beslenmesinde Psikolojik Yaklaşımlar

1-6 yaş arasını kapsayan okul öncesi dönemi büyüme ve gelişmeyle birlikte birçok becerilerin kazanıldığı bir süreçtir. Bu zaman içerisinde çocuğun yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamak, boy uzunluğu ve ağırlık ölçümlerinin belirli aralıklarla kontrolünü yapmak oldukça gereklidir. Bir büyüme geriliği söz konusu ise hemen malnütrisyon (yetersiz beslenme) aklımıza gelmeli ve çocuğun hangi gıdaları ne sıklıkta, ne miktarda tükettiği kontrol edilmelidir. Gözlemlerimiz sonucu eğer beslenme yetersizliği yargısına varıyorsak, bunun oluşum nedenlerini incelemeli ve çocuğumuzu anlamaya yönelik özel bir iletişim kurmalıyız.

Okul öncesi dönemi ebeveynleri taklit dönemidir. Çocuk, ailesinin davranışlarını örnek aldığı gibi besin tüketiminde de onlara göre hareket eder. Çocukların doğru davranış kazanmaları için ailelerin besin değeri ve kalitesi yüksek yiyecekleri seçerek örnek teşkil etmeleri gerekir. Yemek sofraları aile bireylerinin toplandığı huzurlu ve mutlu bir ortam olmalıdır; çünkü çocuğun fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimi birbirine bağlıdır. Bu yüzden çocuğa yemek masasında yer vermek, onunla özel olarak ilgilenmek onu yemek yeme konusunda teşvik eder.

Bu dönemin çocuklarının tükettiği besin miktarı kadar yeni besinlere alıştırılması ve farklı tatlar denetilmesi de önemlidir. Sevilen ve sevilmeyen gıdaların belirlendiği bu dönemde doğru bir beslenme alışkanlığı kazandırmak gerekir. Bu süreç içerisinde çocuğun yediklerini önemsememek veya çocuğu yemeye zorlamak gibi tutumlardan kaçınılmalıdır. Yapılan araştırmalarda çocuklarıyla ilgisiz ebeveynlerin beslenme konusunda da özen göstermediği, bu tip ailelerin çocuklarının genellikle büyüme ve gelişme için önemli olan protein, vitamin ve minerallerden fakir beslendiği tespit edilmiştir. Buna karşılık, çocuklarına sevmediği yiyecekleri zorla yedirmeye çalışan veya öğününü bitirmesi için ısrarcı olan ailelerin çocuklarında da iştahsızlık görülmektedir. Psikolojik olarak yemekten soğuyan çocuk, ailesiyle daha fazla inatlaşmaya başlar. Bu sebeple çocuğumuzla olan iletişimimizde ne baskıcı bir tavır sergilemeli ne de onları çok serbest davranmalıyız.

Bu yaş grubu çocuklar karışık beslenmekten hoşlanmazlar. Bu yüzden tatları ayrı ayrı öğretmek daha doğru olacaktır. Yemek öncesinde iştahı kapatıcı besinler (şeker, çikolata, tatlı vb.) verilmesi çocuğun o öğünde pek bir şey yememesine ve sağlıksız kilo kazanımına sebep olacaktır. Ayrıca öğün aralarının sık olması çocuğu bunaltır ve onu yememeye iter. Yemek yeme saatlerinin düzensizliği, besin sunumunun çekici olmaması, yemeğin bitirilmesi için disiplin uygulamaları da iştahsızlığa sebep olur.

Peki bu noktadan sonra neler yapabiliriz?
* Çocuklar öğün öncesi su içmiş ise iştahları kapanmış olabilir. Bu nedenle yemeğini daha yavaş tüketecektir. Bu noktada sabırlı ve anlayışlı olmak gerekir.
* Yemek sırasında duygusal bir problem yaşayan çocuk yemeğe devam etmek istemeyebilir. Böyle durumlarda ısrarcı olmamak ve bir sonraki öğüne acıkıp gelmesini beklemek iyi bir yöntem olur.
* Önüne konulan yemeyi bitirmekte zorlanan çocuğa 20 dakika süre verilmeli, sonrasında tabağı kaldırılmalıdır. Böylelikle bir sonraki öğünde daha iştahlı yiyecektir.
* Çocuklar bazı besinleri sevmezler ve yemeği reddettikleri anda önlerine başka bir yemek sunulmalıdır. Arkadaşlarından veya ailesinden görüp sonrasında bu besinlere alışabilir. Eğer uzun süre yemek istemezse ısrar etmemeli ve sofraya ya da tabağına garnitür olarak konulup görsel olarak alıştırılmalıdır.
* Çocuk yediği bir besinden sonra kusmuşsa bir süre o besin yedirilmemeli ve sonrasında tekrar sunulduğunda davranışları değerlendirilmelidir. Eğer istemezse ileri bir tarihte tekrar denenmelidir.
* Dışarıda oyun oynamaktan gelen çocuk, direk sofraya oturtulmamalı ve bir süre dinlenmesi beklenmelidir. Çok da uzun zaman geçmeden birlikte yemeğe geçilmelidir.
* Yemek esnasında televizyon izleme, oyun oynama gibi tutumlara çocukları alıştırmamak gerekir. Yemek saati ile oyun saati birbirine karıştırılmamalıdır. Hem yeterli beslenmeyi sağlamak hem de çocuğun bu ilgiyi suistimal etmemesi için bu noktaya dikkat edilmelidir.

Dyt. Mervenur DEĞER

 

 

Kim Psikoloji Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Kısıklı Mah. Alemdağ Cad. Masaldan İş Merkezi No: 60, A Blok Kat 1 Çamlıca Üsküdar İstanbul
0216 428 7 546
Gelişmelerden haberdar olmak için lütfen mail grubumuza üye olunuz:

Konuşalım

T: +90 216 428 7546
E: [email protected]