Kim'den HaberlerPsikoloji Haberleri

SİZDE BU İNTERNET HASTALIKLARINDAN VAR MI?

İSTANBUL-İZZET TAŞKIRAN-AA

Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, internetin avuç içine sığması, tüm ekranların artık hem telefon hem de bilgisayar olarak kullanılabilmesinin ekran bağımlılığını artırdığını anlattı.

Akgül, teknolojinin, faydalarının yanında insanlarda birtakım olumsuz etkiler de oluşturabildiğine dikkati çekerek, “İnsanların bu cihazları uzun süre ve yoğun bir şekilde kullanması oldukça önemli sonuçlara yol açıyor. Özellikle interneti kullanan insanlar bir süre sonra sosyal hayattan kopabiliyor ve dış dünyaya karşı duyarsızlaşabiliyor. Bunun akabinde de internet ve teknolojik alet insanların hayatlarının merkezi haline dönüşüyor. Merkez haline geldikçe insanlarda teknoloji bağımlılığı da ortaya çıkmış oluyor. Eskiden böyle bir bağımlılık türü yokken artık günümüzde uzmanlar teknoloji ve interneti de bağımlılık türü olarak kabul ediyor.” diye konuştu.

Akgül, herhangi bir bağımlılığı olan kişinin bunu çok zor kabul ettiğini, istediğinde bu durumdan uzak kalabileceğini düşündüğünü belirtti

Toplumda sigara, alkol ve uyuşturucunun bağımlılık olarak kabul edildiğini, teknoloji ve internetin de bir o kadar ciddi bir bağımlılık türü olduğunu ifade eden Akgül, “Bağımlılık tedavi edilmez. Kişi kendini nasıl kontrol edeceğini öğrenirse teknolojinin faydalarından daha çok yararlanıp zararlarını daha az yaşayabilir. Günümüzde her şeye bir ‘tık’ uzaklıkta olduğumuz ve özel hayatımızı daha şeffaf yaşadığımız için teknolojiye bağlı olarak hastalıklar gözükmektedir. Toplumda çok yaygın değilmiş gibi gelse de bu hastalıklara sahip olan insanlar bulunmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.


Siber hastalıklar sağlımızı tehdit ediyor

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/teknoloji/451817.aspx

http://aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/teknoloji-e-hastaliklari-dogurdu/761565

http://www.yenisafak.com/teknoloji/e-hastalik-salgini-2621836

http://www.trthaber.com/m/?news=sosyal-medya-bagimliligi-e-hastaliklari-dogurdu&news_id=301667&category_id=10

http://www.cnnturk.com/video/saglik/siber-hastaliklar-saglimizi-tehdit-ediyor

http://www.haberturk.tv/teknoloji/haber/1409445-devir-e-hastalik-devri

http://www.ntv.com.tr/saglik/teknoloji-e-hastaliklari-dogurdu,iFcgPGl870eRybm6WvpMDw

SİZDE BU E HASTALIKLAR VAR MI? “Teknoloji ‘e-hastalıkları’ doğurdu”
Teknolojinin gelişmesi, dijital araçların yaygınlaşması ve sosyal medyanın bilinçsizce kullanılmasının bireylerde “e-hastalık” olarak nitelendirilen çeşitli rahatsızlıklara neden olduğuna yönelik “Teknoloji ‘e-hastalıkları’ doğurdu” haberimiz grafikli olarak, birçok haber sitelerinde yer aldı.
– Nomofobi, FOMO, siberhondrik, photolurking, Facebook depresyonu ve cheesepodding adı verilen hastalıklar kişide kaygı, huzursuzluk hali yaratırken, bazı durumlarda nefes darlığı, titreme, baş dönmesi gibi belirtiler verebiliyor
– Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Akgül:
– “Toplumda çok yaygın değilmiş gibi gelse de bu hastalıklara sahip olan insanlar bulunmaktadır”
– Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Kırık:
– “E-hastalık olarak da ifade edebileceğimiz psikolojik rahatsızlıklar dijital teknoloji ve sosyal medyanın ivme kazanmasıyla birlikte had safhaya ulaştı”
İSTANBUL (AA) – İZZET TAŞKIRAN – Teknolojinin gelişmesi, dijital araçların yaygınlaşması ve sosyal medyanın bilinçsizce kullanılması nedeniyle bireylerde nomofobi, FOMO (Fear Of Missing Out), Siberhondrik, Photolurking, Facebook depresyonu ve cheesepodding adı verilen çeşitli “e-hastalık”ların ortaya çıktığı bildirildi.
Uzmanlar, çağın hastalıkları olarak ifade edilen bu tür psikolojik rahatsızlıkların, özellikle çocuk ve gençlerin gelişimini olumsuz etkilediğini, problem yaşayan kişilerin mutlaka tedavi olması gerektiğini belirtiyor.
Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, internetin avuç içine sığması, tüm ekranların artık hem telefon hem de bilgisayar olarak kullanılabilmesinin ekran bağımlılığını artırdığını anlattı.
Akgül, teknolojinin, faydalarının yanında insanlarda birtakım olumsuz etkiler de oluşturabildiğine dikkati çekerek, “İnsanların bu cihazları uzun süre ve yoğun bir şekilde kullanması oldukça önemli sonuçlara yol açıyor. Özellikle interneti kullanan insanlar bir süre sonra sosyal hayattan kopabiliyor ve dış dünyaya karşı duyarsızlaşabiliyor. Bunun akabinde de internet ve teknolojik alet insanların hayatlarının merkezi haline dönüşüyor. Merkez haline geldikçe insanlarda teknoloji bağımlılığı da ortaya çıkmış oluyor. Eskiden böyle bir bağımlılık türü yokken artık günümüzde uzmanlar teknoloji ve interneti de bağımlılık türü olarak kabul ediyor.” diye konuştu.
Akgül, herhangi bir bağımlılığı olan kişinin bunu çok zor kabul ettiğini, istediğinde bu durumdan uzak kalabileceğini düşündüğünü belirtti
Toplumda sigara, alkol ve uyuşturucunun bağımlılık olarak kabul edildiğini, teknoloji ve internetin de bir o kadar ciddi bir bağımlılık türü olduğunu ifade eden Akgül, “Bağımlılık tedavi edilmez. Kişi kendini nasıl kontrol edeceğini öğrenirse teknolojinin faydalarından daha çok yararlanıp zararlarını daha az yaşayabilir. Günümüzde her şeye bir ‘tık’ uzaklıkta olduğumuz ve özel hayatımızı daha şeffaf yaşadığımız için teknolojiye bağlı olarak hastalıklar gözükmektedir. Toplumda çok yaygın değilmiş gibi gelse de bu hastalıklara sahip olan insanlar bulunmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.
– e-hastalıklar…
Akgül, insanda teknolojinin yaygın kullanımıyla görülen bazı rahatsızlıkları ise şöyle sıraladı:
“Nomofobi: Cep telefonu yoluyla iletişim bağlantısının kesilmesi olarak açıklanabilir. Kişi telefondan uzaklaştığında haber alamamaktan korkar ve panikler. Bu paniğinin yanında nefes darlığı, titreme, baş dönmesi gibi belirtiler de bulunmaktadır.
FOMO: Gelişmeleri takip edememe kaygısı, gelişmeleri kaçırma korkusu olarak bilinir. Birey herhangi bir gelişmeyi takip etmemenin kendisi için bir eksiklik olduğunu düşünür. Sosyal medyada arkadaşlarının durumlarından haberdar olma isteğine karşı koyamama ve durumları sürekli takip etme isteğinde olma halidir. Kişi gelişmeleri edemediğinde kendisini gergin ve kaygılı hissedebilir.
Ego sörfü: Teknolojiye düşkünlüğü olan insanlardan bazıları belirli süre aralıklarıyla kendi ismini internette aratıp, kendisiyle ilgili gelişmeleri takip eder. Bu insanlar ego sörfü denen hastalığa kapılmışlardır. Ego sörfü, online narsizm olarak da geçmektedir. Narsizm, kişinin kendini beğenmesi olarak da ifade edilebilir. İşte online narsizm terimi veya ego sörfü de kişinin yine öz severliğinin olmasıyla birlikte bunun sanal alemdeki yansımalarını incelemesi olarak açıklanabilir. Kişilerin kendisi hakkında paylaşımları, beğenileri ve yorumları takip etmekten geri duramaması da hastalığın bir başka çeşididir.
Google takibi: Bir kişinin çevresindeki kişileri sürekli olarak arama motorları aracılığıyla araştırması ve insanların neler yaptığını internetten sürekli incelemesidir ve bunu genelde gizli bir şekilde yaparlar.
Siberhondrik: Hastalık durumlarında doktor muayenesi yerine internette tedavi yöntemlerini araştırma ve uygulama hastalığıdır. İnternette hem doğru hem de yanlış bilgilerin bulunduğu herkes tarafından bilinir ancak araştırma ve öğrenme içgüdümüz olduğundan özellikle sağlıkla ilgili konularda hafif veya yoğun bir kaygı düzeyiyle hemen doktora gitmeden internetten bakıp kendimizce öğrenmeye çalışırız ve bunu yaparken doğru bilgi, yanlış bilgi ayırt etmeyiz. Teknoloji ve internet bağımlılığı yaşayan insanlar öz kontrol seviyesi düşük olduğu için siberhondrik hastalığına daha hızlı yakalanabiliyorlar.
Photolurking: Özellikle herhangi bir sosyal ağ platformunda insanların fotoğraflarına saatlerce bakarak zaman geçirmek ve bunu sürekli yapmak.
Cheesepodding: Bir kişinin internet başında geçirdiği süre boyunca internetten ‘mp3’ indirme hastalığı.
Facebook depresyonu: Facebook ve diğer bazı sosyal ağlar insanları depresyona eğilimli yapıyor. Özellikle genç kızların duygusal hayal kırıklıkları üzerinde tekrar tekrar konuşmaları, ruh hallerini kötü yönde etkilerken, aynı zamanda mutsuz duygular edinmelerine yol açıyor.
İnternet siniri: Mobil cihazlardaki veya bilgisayardaki performans düşüklüğünü ya da geçici sorunların önemli bir stres kaynağı ve istenmeyen olayların tetikleyicisi olduğu ifade ediliyor.
– “Hastalıklarla baş etmenin yolu akıllı telefon orucu yapmak”
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık ise teknoloji bağımlılığının zamanında tedavi edilmemesi durumunda bireylerin psikolojik ve sosyolojik açıdan derinden etkilenebileceğine işaret ederek, “E-hastalık olarak da ifade edebileceğimiz psikolojik rahatsızlıklar dijital teknoloji ve sosyal medyanın ivme kazanmasıyla birlikte had safhaya ulaştı. Dijital bağımlılık, başta teknolojik araç ve uygulamaların günlük yaşantımıza olumsuz etkilerini, internet, cep telefonu, sosyal medya ile dijital oyun bağımlılığını içeriyor.” dedi.
E-hastalıklarla baş etmenin en temel yolunun “akıllı telefon orucu” yapmak olduğunu ifade eden Kırık, elektronik herhangi bir cihazının kullanılmamasının bireyde “dijital detoks” sağlayacağını, böylece kişinin dinlenebileceğini anlattı.
– “Çocuk ve gençlerde teknoloji bağımlılığına daha fazla dikkat etmek gerekir”
Uzman Psikolog Dilara Boztepe ise günümüzde teknolojinin yararlarının yadsınamaz bir gerçek olduğunu söyledi.
İstenilen ve önem arz eden bilgilere fiziksel bir çaba harcamadan erişmenin insan hayatını kolaylaştırdığına dikkati çeken Boztepe, “Bireyin ölçüsüz ve kontrolsüz olarak zamanının çok büyük bir kısmını kapsayacak şekilde teknolojiyi kullanması ve teknolojiye erişemediği noktada çok büyük bir yoksunluk çekmesini, sinirlilik, gerginlik, boşlukta kalmışlık hissini bağımlılık olarak adlandırabiliriz.” diye konuştu.
Boztepe, çocuk ve gençlerde teknoloji bağımlılığına daha fazla dikkat etmek gerektiğini, bu konuda ebeveynlere büyük rol düştüğüne dile getirdi.
İki veya üç yaşından önce çocukların televizyon ve bilgisayar gibi teknolojik ürünlere maruz kalmaması gerektiğinin altını çizen Boztepe, “Okul çağındaki çocuklara ebeveynler belli bir zaman dahilinde ve çocuklarının hangi sitelere girdiği konusunda bilgi sahibi olmak şartıyla okul ve dersleri haricinde yani bilgi amaçlı kullanım dışında günde maksimum 1-1,5 saat izin verebilirler.” şeklinde konuştu.

İnternetin avuç içine sığması ve tüm ekranların artık hem telefon hem bilgisayar hem de internet olarak kullanılabilmesi ekran bağımlılığını dolayısıyla teknoloji bağımlılığını arttırmaktadır. Teknoloji bağımlılığının en etkin görüldüğü kaynak da ekran bağımlılığıdır.
Ekranı günümüzde aktif olarak kullanan bir insanın internete ulaşamaması o kişi için hayatı bir kaynağın kesilmesi anlamına gelmektedir. Halbuki hayat internet yokken de vardı. Varoluşunun anlamını bir mana üzerine inşa edemeyen kişiler içlerindeki bu boşluğu maddi bağımlılıklarla teskin etmeye çalışıyorlar. Varoluşsal meselelerden, kendi içinden uzaklaşıp kendi dışındaki dünyaya yöneliyorlar. Halbuki ne demişti şair:
Zihnimiz ve kalbimiz binbir parçaya bölündü. Her tarafa yetişmeye çalışıyoruz. Yorgunuz, asabiyiz ve gerginiz. Hayatın gürültüsünden birbirimizi göremiyoruz. Bağırıyor ama sesimizi duyuramıyoruz. Gürültü var; bağıranların sesini duyamıyoruz.
Bakmalı, görmeli ve seyretmeliyiz…
Seyrimizi not etmeliyiz…
Vakit daraldı çünkü ve sözler birikti.
Vakit daraldı ve söyleneceklerin çoğu henüz söylenmedi.
Durup dinlemeliyiz,
Durup dinlenmeliyiz,
Durup düşünmeliyiz,
Ama durmalıyız önce.
Durmalı, durulmalı, durulanmalıyız.
Ve içimize doğru bir yolculuğa çıkmalıyız.
Yola çıkmalı, yolda olmalı ve yol almalıyız.
Yolu bulmalı, yol olmalıyız.
Ne demişti şair:
“En uzun yoldur, insanın içi”…
1) Teknolojiyi kullanmanın faydalarını günümüzde oldukça tecrübe edebiliyoruz ancak faydalarının yanında muhakkak insanlarda bir takım olumsuz etkiler de oluşturabiliyor. Bunlar bazen küçük etkiler bazen de hastalıklar gibi büyük etkiler oluyor. İnsanların bu cihazları uzun süre ve yoğun bir şekilde kullanması oldukça büyük sonuçlara yol açıyor. Özellikle interneti kullanan insanlar bir süre sonra sosyal hayattan kopabiliyor ve dış dünyaya karşı duyarsızlaşabiliyor ve bunun akabinde de internet ve teknolojik alet insanların hayatlarının merkezi haline dönüşüyor. Merkez haline geldikçe insanlarda teknoloji bağımlılığı da ortaya çıkmış oluyor. Eskiden böyle bir bağımlılık türü yokken artık günümüzde uzmanlar teknoloji ve interneti de bağımlılık türü olarak kabul ediyor.

2) Herhangi bir bağımlılığı olan kişi bağımlı olduğunu çok zor kabul eder ve bu kişi istediğinde uzak kalabileceğini düşünür. Toplumumuzda sigara, alkol, uyuşturucu gibi şeyler daha çok bağımlılık olarak kabul edilip ve asıl bunların tedavisi olunması gerektiği savunulsa da teknoloji ve internette bir o kadar ciddi bir bağımlılık türüdür. Bağımlılık tedavi edilmez ancak kişi nasıl kendini kontrol edeceğini öğrenir ve bu sayede teknoloji ve/veya internet bağımlılığı olan kişi bunların faydalarından daha çok yararlanıp zararlarını daha az yaşayabilir. Gelişmekte olan bir ülkede olduğumuz için insanlar teknolojik gelişmeleri diğer ülkelere göre daha çok takip etmekte ve bu ciddi, tehlikeli durum giderek yaygınlaşmaktadır. Bundan dolayı toplumumuzda insanların teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi oldukça eksik kalmaktadır.

3) Günümüzde herşey bir tık kadar uzağımızda olduğu ve kendi özel hayatımızı daha şeffaf yaşadığımız için teknolojiye bağlı olarak hastalıklar gözükmektedir. Toplumda çok yaygın değilmiş gibi gelse de bu hastalıklara sahip olan insanlar bulunmaktadır.

Nomofobi: Cep telefonu yoluyla iletişim bağlantısının kesilmesi olarak açıklanabilir. Kişi telefondan uzaklaştığında haber alamamaktan fazla korkar ve panikler. Bu paniğinin yanında nefes darlığı, titreme, baş dönmesi gibi belirtilerde bulunmaktadır.

Fomo: Gelişmeleri takip etmeme kaygısı, gelişmeleri kaçırma korkusu olarak bilinir. Birey herhangi bir gelişmeyi takip etmemenin kendisi için bir eksiklik olduğunu düşünerek haberlerden sosyal medyada arkadaşlarının durumlarından haberdar olma isteğine karşı koyamama ve sürekli takip etme isteğinde olma halidir. Kişi takip gelişmeleri edemediğinde kendisini gergin ve kaygılı hissedebilir.

Ego Sörfü: Teknolojiye düşkünlüğü olan insanlardan bazıları belirli süre aralıklarıyla kendi ismini internette aratıp kendi isminin nerelerde geçtiğine bakar ve kendisiyle ilgili gelişmeleri takip ederler, bu insanlar ego sörfü denen hastalığa kapılmıştırlar. Ego sörfü, online narsizm olarak da geçmektedir. Narsizm, kişinin kendini beğenmesi olarak da ifade edilebilir. İşte online narsizm terimi veya ego sörfü de kişinin yine özseverliğinin olmasıyla birlikte bunun sanal alemdeki yansımalarını incelemesi olarak açıklanabilir. Kişilerin kendisi hakkında paylaşımları, beğenileri ve yorumları takip etmekten geri duramaması da bir başka çeşididir.

Youtube Narsizmi: Kendine sanal dünyada bir yer açmaya çalışan ve kendini tanıtma amacı olan insanların yaptığı bir hastalık türüdür. İnsanlar, Youtube ve diğer video kanallarının bulunduğu internet sitelerini herhangi bir konuda bilgi almak (yemek yapmak veya makyaj yapma stilleri vb.) için oldukça aktif bir şekilde kullanmaktadırlar. Bu tarz bilgiler, videolar çekip paylaşan insanlar bir süre sonra belli bir izleyici kitlesi kendisine oluşturur. Bu videoları paylaşmalarında da asıl amaçları zaten kendilerini göstermek, tanıtmak ve sanal dünyada belirli bir kitleye sahip olma düşünceleridir. Paylaşan insanlar, takipçileri tarafından beğenilmeyi arzularlar ve beğenildikçe de kendilerini daha çok seven insanlar haline dönüşürler.

Myspace Taklitçiliği: İnsanlar sanal alemde kendilerini istedikleri role ve sosyal statüye sokabilirler ve bunu belirli periyodlarla yapmaya devam ederler. İşte bunu yapan insanlar bu hastalık türüne sahip olan insanlardır. İnsanlar gerçek hayatlarında hayallerini gerçekleştirememiş olabilirler ve olmak istedikleri bir seviyeleri vardır. Kişinin kendini gerçekleştirmesinde bir sorun yaşandıysa kişi bu olmak istediği seviyeye en rahat sanal dünyada erişebilir ve kendini daha iyi hissetmek için hayallerinin bir kısmını internet platformunda gerçekleştirebilir. Bir zaman sonra bu onun için vazgeçilmez bir şey olup sürekli olarak internet ortamında vakit geçirmeye başlayarak gerçek hayattan kopuşlar yaşanır. Bu da kişide başka psikolojik hastalıklarında oluşmasına katkı sağlayabilir.

Google Takibi: Bir kişinin çevresindeki kişileri sürekli olarak Google aracılığıyla araştırması ve insanların neler yaptığını internetten sürekli incelemesidir ve bunu genelde gizli bir şekilde yapmasıdır. Kimi insan çevresinden birine çok tabi bir duygu olan imrenme duygusuna sahip olabilir veya kendine rol model olarak seçmiş olabilir ancak bu durumları yapan kişi bile bunu bilinçsizce yapıyor olabilir. Yani, kişi çevresinden bir kişiyi inceliyor ama neden incelediğinin farkında olmayabilir. Günün yoğunluğunu, hareketini yaşarken bazen neler hissettiğimizi bile yordamadan yaşam koşullarının gerekliliklerini yapıyoruz. Oysa ki mutlaka duygularımızın farkındalığını yaşamamız önemlidir. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle insanlar ne hissettiğini, neden incelediğini bilmeden çevresindeki kişileri sürekli olarak internet ortamından inceleyebiliyor ve bu sürekli olduğunda hastalık boyutuna geçilmiş oluyor ve bu hastalıkta sadece takip etmekle kalmayıp ilerleyen zamanda bağımlılık boyutuna geçişler yaşanıyor.

Siberhondrik: Hastalık durumlarında doktor muaynesi yerine internette tedavi yöntemlerini araştırma ve uygulama hastalığıdır. İnternette hem doğru hem de yanlış bilgilerin bulunduğu herkes tarafından bilinir ancak araştırma ve öğrenme içgüdümüz olduğundan özellikle sağlıkla ilgili konularda hafif veya yoğun bir kaygı düzeyiyle hemen doktora gitmeden internetten bakıp kendimizce öğrenmeye çalışırız ve bunu yaparken doğru bilgi , yanlış bilgi ayırt etmeyiz. Teknoloji ve/veya internet bağımlılığı yaşayan insanlar da özkontrol seviyesi düşük olduğu için siberhondrik hastalığına daha da hızlı yakalanabiliyorlar.

Photolurking: Özellikle herhangi bir sosyal ağ platformunda insanların fotoğraflarına saatlerce bakarak zaman geçirmek ve bunu sürekli yapıyor olmaya denir. Eskiden beri olan ancak sosyal ağ platformları genişledikçe ve kullanımlar yaygınlaştıkça birilerinin fotoğraflarına bakıp daha sonra bu fotoğrafları arkadaşlarla değerlendirmek daha da arttı. Bu durum yine çevredeki insanları takip etmeye dayanıyor ve bir insanda farklı kompleksler varsa kendinde eksiklikler görüyorsa tanıdığı kişilerin fotoğraflarını oylayıp, değerlendirip onları eleştirebilir. Bu da kişi kendinin eksikliklerinin farkında olup diğerlerinin üstünde görmek için çabalamasının davranışa dökülmüş hali olması muhtemeldir. Bu hastalığa sahip olmak da kişinin kendi benliğiyle ilgili ihtiyaçlarının tamamlanması için yaptığı davranışları kapsar.

Cheesepodding: Bir kişiye internet ve teknoloji de başında geçirdiği süre boyunca internetten mp3 indirme hastalığıdır. İnsanlardaki takıntılar pek çok konularda ve alanlarda olabilir ve genelde insanların uğraşları olan şeylere karşı takıntıları ortaya çıkabilir. Eğer kişi teknoloji ve intenete karşı yoğun bir uğraşı varsa bu onda bağımlılık ve takıntı haline dönüşebilir. Takıntının içeriği de mp3 indirme ama bu indirdiği müzikleri dinlememe olmasıdır.

Munchausen sendromu: İnsanların problemlerini paylaşabileceği, tavsiye arayabileceği sosyal ağ sitelerinde biraz ilgi çekebilmek için sahte hastalıklar hikayeleştirme hastalığının tanımı. Mesela tecavüze uğrama, saldırıya uğrama veya ciddi hastalıklara yakalanma gibi trajediler olmayan şeyler uydurulabiliyor

Facebook depresyonu: Facebook ve diğer bazı sosyal ağ siteleri insanların endişe ve depresyona eğilimli olmasını sağlıyorlar. Özellikle genç kızların duygusal hayal kırıklıkları üzerinde tekrar tekrar konuşmaları, ruh hallerini kötü yönde etkilerken aynı zamanda mutsuz duygular edinmelerine yol açıyor.

İnternet siniri: Mobil cihazlardaki veua bilgisayardaki performans düşüklüğünü ya da geçiçi sorunların önemli bir stres kaynağı ve istenmeyen olayların tetikleyicisi olduğu ifade ediliyor.

Wikipedializm: İnsanları bilgilendirme amacı ile ortaya çıkan ve bunu dijital ansiklopedi mantığına girerek yapan insanların sahip olduğu hastalık türüdür. Bilindiği üzere artık sağlık, moda vb. konularda insanları bilgilendirmek oldukça yaygın bir durumdur ancak bunu insanlar bir zaman sonra bilgi paylaşmaya çok fazla kaptıran insanlar kendilerini bu işe adarlar ve kontrol edilemez bir hale geldiğinde hastalık söz konusu olur. İnsanlar istedikleri meslekleri yapma imkanına her zaman sahip olmuyorlar ve bu insanların içinde eksik bir taraf olarak devam ediyor. Bundan dolayı da kendi eksik yanlarını internette bir platformda paylaşarak kendini tamamlamak adına harekete geçiyorlar ve bu durum kontrolden çıkabiliyor.

Yetki Fetişizmi: Herhangi bir internet sitesinde yönetici konumunda olup kullanıcılar üzerinde otorite kurmak isteme hastalığıdır. Özellikle liderlik ve özseverliği yüksek olan insanlar kendilerini diğer insanlardan daha üstün görmek isterler ve buna bağlı olarak birileri üzerinde otorite kurmayı amaçlarlar çünkü bu insanlar otorite kurdukları zaman ve başka insanları yönlendirdikleri zaman kendilerini daha iyi hissederler ve o şekilde mutlu olabilirler. Eğer bu özelliklere sahip insanlar gerçek hayatlarında erişemiyorlarsa internet ortamında daha rahat yapabilecekleri için yetki fetişizmine sahip olurlar.

Kişisel İleti Saplantısı: Msn, facebook gibi sosyal platformları aktif kullanan kişilerin yaratıcı, mesaj veren iletiler bulmak saplantı haline dönüşmesiyle hastalık ortaya çıkar. Kendilerini diğer insanlardan farklı göstermeye çalışırlar ve bu sürekli yapılan bir davranış haline dönüşünce takıntı olur ve bu takıntıları insan gerçekleştiremezse mutsuz, huzursuz olur ve hayat işlevselliği bozulur.

Daha çok konu ve başlık başlık vardır. Burada en sık karşılaşılanları yazmaya çalıştık.

Kim Psikolojiden Yrd Doç Dr Ömer Akgül
Ruh Sağlığı Derneği Başkanı
[email protected]

 

 

 

Kim Psikoloji Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Kısıklı Mah. Alemdağ Cad. Masaldan İş Merkezi No: 60, A Blok Kat 1 Çamlıca Üsküdar İstanbul
0216 428 7 546
Gelişmelerden haberdar olmak için lütfen mail grubumuza üye olunuz:

Konuşalım

T: +90 216 428 7546
E: [email protected]