AİLEDE DUYGU İHTİYAÇLARI

Uzm. Klinik Psikolog Enise Akgül
[email protected]

“Bu bebek doğalı benim de daha çok ilgiye ihtiyacım var gibi anne” diyen 12 yaşındaki oğlumun sözü bu yazının sebebi… Bireyler ve duygu ihtiyaçları üzerine düşünmeye başlıyorum. Bir duygu ihtiyacımız olduğunda keşke hepimiz bu kadar farkında olsak ve bunu net bir şekilde ifade edebilsek öyle değil mi? Hâlbuki üzüntü ile kızgınlık, hayal kırıklığı ile öfke, ilgi ihtiyacı ile hırçınlık, kırgınlık ile saldırganlık ne kadar çok karışıyor. Peki, neden ve nasıl karışıyor duygu tanımlarımız, duygu okumalarımız ve duygu ifadelerimiz?
Bir duygu ihtiyacını fark edebilmek için öncelikle duygu tanımını doğru yapabilmemiz gerekiyor. Özellikle olumsuz duygularda bunu yapabilmek, hüzün, kırgınlık, üzüntü, hayal kırıklığı gibi birbirine kolayca karışabilen duyguları ayrıştırmak ve her birine uygun tepkiyi verebilmek ve bu duygu durumunda iken yakın çevreden nasıl yardım istenebileceğini bilmek kolay değil. Ve bazen de birkaç duyguyu bir arada hissedebilmemiz söz konusu olduğunda işler biraz daha karışıyor.
Yeni bir bebek aile sistemine katıldığında, ebeveynlerin ilgilenmesi gereken ve ilgi süresi olarak belki diğerlerinden daha fazla zaman harcaması gereken bir yeni doğan bakımı söz konusu olur. Sistemdeki diğer çocuklar için buna alışmak zaman alabilir. Bu konuda ne kadar açıklama da yapılsa, ne kadar özenli de davranılsa bu ilgiye özenme, bu ilgiyi kıskanma, bu ilgiyi fazla bulma, kendisiyle bu kadar ilgilenilmediğine üzülme, ebeveyni sürekli başka bir canlıyla görmenin hüznünü duyma gibi pek çok olumsuz sayılabilecek duygu ortalarda kol gezebilir. Eğer evin büyük çocukları (4 yaş ve üstü) daha önce olumsuz duygularını tanımak ve yönetmek konusunda tecrübelilerse süreç çok daha kolay atlatılabilecektir. Olumsuz duygunun tanınması ve yönetilmesi tabi ki ebeveynden öğrenilen ve sonrasında taklit edilen bir şeydir. Bir çocuk büyürken pek çok stres verici, üzücü, kızgınlık oluşturucu olayla karşılaşır. Bu durumlara ebeveyninin verdiği tepki ile duygu okuması yapmayı öğrenir ve hangi duyguya hangi tepkiyi vermenin “uygun” olduğunu bu yaşam tecrübeleri ile öğrenir.
Mesela kıskançlık duygusu çok kere kardeşli sistemlerin ayağına dolaşır. Eğer “kıskançlık” duygusu daha önce evde tanım bulan bir duygu ise, yani mesela çocuk babası ile çok uzun süre oyun oynadığında anne: “bakın artık sizi kıskanmaya başlıyorum, hadi oyunu bırakın da birlikte bir şeyler yapalım” demiş olsun. Çocuk için bu şu demektir: annem benim babamla uzun süre oyun oynamam sebebiyle yalnız kaldı, belki üzüldü ve bu biraz da sıkıcı oldu, bunu dile getirerek bizimle yakınlık kurmak istedi. O bunu dile getirdiğinde bizim onun yakınlık isteğine karşılık vermemiz gerekti ve biz de oyunu bırakıp onun yanına gittik ve beraber yemek yedik. Bu alt yazıdan çocuğa geçen en önemli şey kıskançlık duygusunun kötü bir şey olmadığı, dile getirebildiği, yardım istenebildiği ve etraftakilerin buna uygun şekilde tepki vermelerinin gerekliliğidir. Anne, bir kediyi kucağına almış severken evin çocuğu kediyi ittirip annesinin kucağına oturmak istediğinde, anne : “hımm kedicik sanırım oğlum/kızım sana gösterdiğim ilgiyi biraz kıskandı, onun da ilgiye ihtiyacı varmış, şimdi sen biraz in bakalım kucağımdan biraz da oğlum/kızımla ilgilenmem gerekiyor” dediğinde yine benzer şekilde kıskançlık duygusu, tanımı, anlamı, ne gerektirdiği çocuğa öğretilmiş olur. Bu çocuğun ilerleyen zamanda bir kardeşi olsa, kıskançlık duygusu ile yaşadığı tecrübeler onun kardeşe ve kardeşle ilgilenen ebeveynine karşı hissedebileceği olumsuz duygulara karşı hazırlamış olacaktır.
Ailede duygu bilgisi almış bir çocuk hayatta şüphesiz çok daha başarılı olacak, özellikle olumsuz duygulara hem kendisi hem de etrafındakiler için yıkıcı, zarar verici, hırpalayıcı tepkiler vermeyecektir. Çocukların bunu başarabilmesi için biz yetişkinlerin kendi duygularının farkında olan ve duygularını tanımlayan kişiler olması gerekir. Herhangi bir duyguyu yaşamakla ilgili sıkıntımız varsa (mesela başarısızlık duygusuna tahammül etmek, haksızlığa uğramışlık duygusu ile baş edememek vb) bunun üzerine gitmemiz ve halletmemiz çok önemlidir.
Kendi duygularımızı kabullenmek, duygularımıza saygı duymak ve değer vermek; karşımızdakinin de duyguları için de aynısını yapabilme ihtimalimizi arttıracaktır.

 

 

Kim Psikoloji Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Kısıklı Mah. Alemdağ Cad. Masaldan İş Merkezi No: 60, A Blok Kat 1 Çamlıca Üsküdar İstanbul
0216 428 7 546
Gelişmelerden haberdar olmak için lütfen mail grubumuza üye olunuz:

 

 

Konuşalım

T: +90 216 428 7546
E: [email protected]