Ruh Sağlığı

Ergenlikte duygusal gelişim

Ergenin duygusal dünyasında bazı çelişkiler dikkatimizi çeker. Yalnızlıktan duyulan hazzın yanı sıra, bir gruba katılma özlemi, yetişkini hor görme ama ona dayanma, endişe ve umutsuzluğa karşın geleceğe coşkuyla yöneliş, bu evrenin belirgin çelişkili duyguları arasında sayılabilir.

Ergenin duygusal tepkilerini etkileyen başlıca faktörler sağlık durumu, zekâ düzeyi, cinsiyet, okul başarısı ve sosyal kabul düzeyidir. Özellikle sağlık koşuluyla duygusal tepkiler arasında önemli bir ilişki vardır. Kötü sağlık koşulları bünyeyi aşırı duygusal kılabilir.

Bu dönemde duygular ergenin tüm yaşamında etkili olurlar. Küçük bir kırıklık ergenin yakın çevresindeki ilişkilerini doğrudan etkiler. Duyguların şiddetlenmesi sonucu, gerginliğin doğurduğu belirli alışkanlıklar görülür. Bu alışkanlıklardan en yaygın olanı, iyi uyum sağlayamayanlarda görülen tırnak yeme alışkanlığıdır. Gerginlik azaldıkça ve genç; dış görünüşüne önem vermeye başladıkça, tırnak yemede de belirgin bir azalma görülür.

Ergenlik döneminde en sık rastlanan duygu biçimleri

Kendine Güven: Bir sabah uyandığınızda birdenbire kendine güvenli biri oluvermişsinizdir. Tıpkı başka bir sabah uyandığınızda kendine güvenmeyen biri olamayacağınız gibi. Bu bir süreçtir. Çocukluğunuzdan başlayabilir veya bu konuda başarılı adımlar atılmamış da olabilir. Önemli olan bugün ve bugünden sonra yapacaklarımız.

Kendine güvenin en önemli kaynağı çalışmaktır.

Kendine güvenin en önemli desteği başarabildiklerini görmektir.

Kendine güvenin en önemli yolu bilgilenmekten ve kafa yormaktan geçer.

Kendine güvenin en önemli düşmanı söylenip durmak, bahane bulmak ve ertelemektir.

Kendine güvenin en önemli davranışı kendi yaşama sorumluluğunu almaktır.

Korku: Ergenler için özellikle bilinmeyen şeyler korkunun doğmasına temel nedendir. Ergenin ilgilendiği faaliyetlerin sonucunu kestirememesi de korkuya neden olabilir.

Endişe: Gerçek nedenden çok, hayali nedenlerden oluşan korku tipleridir. Korkulan durumun zihinsel düzeyde prova edilerek yinelenmesi, endişenin en büyük karakteristiğidir. Orta ve lise öğrencileri özellikle çeşitli okul sorunları hakkında endişe duyarlar. Dış görünüş ve arkadaşları arasında popüler olmama, endişe yaratan diğer konulardır.

Öfke: Ergenlik döneminde öfkeye neden olan uyarımlar genellikle sosyal kaynaklıdır.

Ergeni öfkelendiren konular şunlardır:

__ Alay edilip, gülünç düşürülmesi

__ Tenkit edilmesi, azarlanması

__ Haksız yere cezalandırılması

__ İnsanların ona hükmetmeye çalışması

__ İşleri ters gittiğini görmesi

__ Özel eşyaları, kardeşleri ya da ana babası tarafından habersizce alındığında gençler öfkelenir.

Sevgi: Ergenlikte sevgi, hoş ilişkiler kurabilen, kendini seven ve güven veren kişilere yönelmiştir. Aile üyeleriyle olan bağı azalmış ve arkadaşlarıyla olan bağı artmıştır. Ergenin sevdiği kişi adedi azdır. Bu nedenle sevgisi çok kuvvetlidir. İnsanın fıtratında bulunan sevgi ve aşk kabı uygun bir aday arayışı içinde olacaktır. Yalnız bilgi ve tecrübedeki eksikliği birçok hatayı beraberinde getirecek keşkelerin yaşanmasına sebep olacaktır. Bu yaş ergenlerin, bilinçlendirilerek bu tür ilgilerinin normal olduğu fakat girişimde bulunmanın yanlış olduğu belirtilmelidir.

Belki Mevlana’nın; ‘Su geminin içindeyse gemi helak olmuştur, geminin dışındaysa geminin yüzmesi için şarttır’ benzetmesiyle bu konuyu örneklendirmiş olabiliriz.

Sorumluluk: Bu kelime; çok fazla duymaktan belki de pek hoşlanmadığınız bir kelime halini almıştır. Kişinin bütünüyle sorumluluk duygusundan yoksun olabileceğini düşünmek zordur. Sorumluluk duygusu veya belli boyutlar da gelişmesi, faklılaşması söz konusu olabilen bir duygumuz olabilir ancak bu hiçbir şeye, hiç kimseye her şeyden ve herkesten önemlisi kendimize sorumluluğumuzun olmadığı anlamına gelmez.

Hüzün: “Sevinçli olduğunuzda gözlerinizi yüreğinizin derinliklerine çevirirseniz, size sevinç veren şey uğruna bir zamanlar kederlenmiş olduğunuzu görürsünüz. Kederli olduğunuz zamanlarda da yine yüreğinizin derinliklerine bakın, o zaman gerçekte bir zamanlar sizi mutlu kılmış olan şeye ağlamakta olduğunuzu görürsünüz” Halil Cibran böyle ifade ediyor. Duygusal olarak bekli de en çok etkilendiğiniz konulardan biri de arkadaşlarınıza “Hayır” diyememek olabilir. Eğer öyleyse lütfen aşağıdaki notlara göz atın.

*Eğer arkadaşınıza “Hayır” dediğinizde sizden uzaklaşıyorsa gerçekten arkadaşınız mı?

*Yaptıklarının yanlış olduğunu düşündüğünüz birine “Hayır” diyerek ona ne yaptığını düşünme şansı veriyor olabilirsiniz.

*Teklifler, öneriler cevap hakkını ve sorumluluğunu bize verirler. “Evet” cevabını almak için soruluyor ise bu sadece baskıdır. Böyle bir durumda hak karşımızdakine geçer sorumluluk ise bize kalır.

* Eğer biri size sürekli ” Evet” diyorsa düşünün. Size içtenlikle “Hayır” diyemeyen birinin “Evet”leri de içten değildir

*İletişiminizi kontrol edebilirsiniz.

*Yaşamımda nelere gerçekten “Evet” diyorum.

*Yaşamımda nelere gerçekten “Hayır” diyorum

*Verdiğim karalarda kendimi ne kadar düşünüyorum

Ergenliğin tutum ve davranışlar üzerindeki etkileri

1.Yalnızlık İsteği: Bu dönemde genç; küsme ve ani kırgınlıklar nedeniyle, arkadaşlarından ayrılma isteği duyabilir. Evdeki işlere karşı isteksiz davranır. Odasına kapanır kimseyi görmek istemez.

Duygu ve düşünceleriyle baş başa kalmak ister. Varlığını, varoluşunu hayatı hayatın anlamını sorgular, çözümlemeler yapar. Varoluşunu anlamlandırarak yeni bir kimlik inşa etmeye çalışır. Bazı gençler, büyüyen ve değişen bedeniyle kendini kabul edemediği, beğenmediği bu nedenle üzüldüğü için de yalnızlığı seçerler.

2.Çalışma İsteksizliği: Bu dönemde genç okuluna ve derslerine karşı isteksiz davranır. Notlarında düşme olur. Bunun sebebi kendilerine eterince güven duymadıkları için başarılı olabileceklerine inanmazlar ve gereği gibi ders çalışmazlar. Genel olarak bu yaşlardaki gençlerin ilgisini ders çalışmaktan çok başka şeyler çektiğinden de ders çalışmaya karşı isteksiz olurlar.

3.Disipline Karşı Direniş: Yetişkinlerle olan çatışma 13 yaşlarında en üst noktaya gelmektedir. Yasakları saçma, kendine tanınan hakları yetersiz bulur. Uyarıldığında ‘bana karışamazsınız ben çocuk değilim’ diyerek birden tepki gösterir. Ailedeki baskıdan çekinerek karşı gelemediği zaman küskün ve somurtkan bir tutuma girer. Yaş ilerledikçe bu zıtlık azalır, olgunluk ve hoşgörü artar.

4.Çekingenlik: Kendine güven eksikliğinden, hata yapma kaygısından ileri gelir. Kendinden ve yeteneklerinden emin olmayan genç başkalarınca beğenilmeme kaygısıyla aslında yapabileceği birçok işten ve insanlardan uzak durabilir. Bu durum gencin girişimciliğini ve birçok alandaki başarısını olumsuz yönde etkiler.

5.Fazla Hayal Kurma: Zamanlarının önemli bir kısmını hayal kurma alır. Özellikle ders çalışırken hayal kurma isteği güçlü bir biçimde ortaya çıkar ve zaman kaybına neden olur. Kişilik arayışı içinde olan genç, gerçek dünyada ulaşamadığı isteklerine ve üstünlük arzusuna hayaller vasıtasıyla ulaşıp mutlu olmaya çalışır.

6.Duygululuğun Artması: Karamsarlık, ufacık bir nedenle ağlamalar, alınganlık artan duygululuğun sonucu olmaktadır. Erkekler kızlara göre sinirlidirler. Kendilerinde olan huy değişikliği yetişkinlerce yüzüne söylendiğinde bu durum ergeni kimse tarafından sevilmiyor inancına götürür.

Konuşalım

T: +90 216 428 7546
E: [email protected]